Göksun nerenin ilçesidir ?

Bengu

New member
Göksun Nerenin İlçesidir? Dağların Koynunda Bir Anadolu Hikâyesi

Selam dostlar,

Birçoğumuzun çocukluğundan kulağımıza çalınmıştır “Göksun” ismi. Kimi bir akraba sohbetinde geçmiştir, kimi bir haber bülteninde... Ama çoğumuz tam olarak bilmeyiz: Göksun neresidir, nasıl bir yerdir, neyiyle meşhurdur? İşte bu yazıda, hem verilerle hem de insan hikâyeleriyle yoğrulmuş bir şekilde Göksun’u konuşalım istedim. Çünkü her coğrafya, içinde hem rakamları hem de duyguları barındırır.

Anadolu’nun Kalbinde: Göksun’un Coğrafi Konumu

Göksun, Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nde yer alan Kahramanmaraş iline bağlı bir ilçedir. İl merkezine yaklaşık 80 kilometre uzaklıktadır. Toros Dağları’nın kuzey uzantıları arasında yer alan bu ilçe, rakımı 1.200 metrenin üzerindedir. Soğuk kışları, serin yazları ve gür ormanlarıyla hem Akdeniz’in hem İç Anadolu’nun iklim özelliklerini taşır.

Verilere göre, Göksun’un yüzölçümü 1.947 kilometrekare, nüfusu ise 2024 TÜİK verilerine göre yaklaşık 50 bin civarındadır. Bu da onu Kahramanmaraş’ın yüzölçümü bakımından en büyük ilçelerinden biri yapar. Göksun’un ekonomisi tarım, hayvancılık ve son yıllarda hızla gelişen yenilenebilir enerji yatırımlarına dayanır. Özellikle rüzgâr türbinleriyle dolu tepeleri, bu alanda Türkiye’nin dikkat çeken noktalarındandır.

Bir Yol Hikâyesi: Göksun’a Ulaşmak

Eskiden Göksun’a gitmek, adeta bir yolculuk sınavı gibiydi. Virajlı dağ yolları, sisli geçitler... Ancak son yıllarda yapılan Göksun Tüneli sayesinde artık Kahramanmaraş-Göksun arası 45 dakikaya inmiş durumda. Bu, bölge halkı için büyük bir değişim yarattı.

Bir Göksunlu olan Mehmet Amca, kahvede çayını yudumlarken şöyle anlatıyor:

> “Eskiden Maraş’a inmek demek, sabah yola çıkıp akşam dönmekti. Şimdi bir saatte gidiyoruz. Ama o eski yolların da bir ruhu vardı; dağların arasında kaybolurduk ama içimizde bir huzur olurdu.”

İşte Göksun’un hikâyesi tam da burada başlıyor: Modernleşme ile gelen kolaylık, ama aynı zamanda nostaljinin sessiz kaybı…

Tarihin Katmanları: Göksun’un Geçmişi

Göksun’un tarihi, neredeyse Anadolu kadar eski. Hititler dönemine kadar uzanan yerleşim izleri bulunmuş. Roma döneminde “Cocusus” adıyla biliniyordu ve Bizans döneminde önemli bir askeri güzergâh üzerindeydi.

Tarihi kayıtlara göre, Göksun 10. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğu sınır kalelerinden biri olarak öne çıkmış. Daha sonra Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Türk kültürünün bir parçası olmuş. Bugün ilçedeki kalıntılar, özellikle Göksun Kalesi ve Alıçlı Höyük, bu uzun tarih yolculuğunun sessiz tanıklarıdır.

Erkeklerin Pratik Dünyası: Üretim, Zorluk ve Dayanıklılık

Göksun erkekleri, doğanın sert koşullarına uyum sağlamış, çalışkan insanlardır. İlçede erkekler genellikle tarım, ormancılık ve hayvancılıkla uğraşır. Bu da onlara pratik, çözüm odaklı bir bakış kazandırmıştır.

Bir Göksunlu çoban olan Hüseyin, karlı bir kış sabahında şöyle demişti:

> “Burada erkek, dağla konuşmayı öğrenir. Koyun nereye gider, kurt nereden gelir, hava ne zaman döner — hepsini bilmen gerekir.”

Bu söz, aslında Göksun’un erkek dünyasının özeti gibidir: Zorluk içinde yaşamak ama ondan güç almak.

Kadınların Sıcak Dünyası: Duygu, Topluluk ve Dayanışma

Göksunlu kadınlar, ilçenin görünmeyen kahramanlarıdır. Evin direği, sofranın bereketi, köyün ruhudur onlar. Kadınlar burada sadece ev işleriyle değil; tarla, hayvan bakımı, el işi üretimleriyle de ekonomiye katkıda bulunur.

Yaylalarda kadınlar sabahın ilk ışığında yoğurt mayalar, peynir yapar, çocukları okula hazırlar. Akşam olunca komşular bir araya gelir, dertleşir, birlikte türküler söylerler. Bu paylaşımlar, Göksun’un topluluk bilincinin temelini oluşturur.

Bir kadın derneği üyesi olan Fatma Hanım, “Biz burada güçlü olmak zorundayız. Çünkü hem dağlar sert, hem hayat.” diyerek durumu özetliyor. Kadınların dayanışması, Göksun’un belki de en güzel hikâyesi.

Ekonomi ve Değişim: Göksun’un Yeni Yüzü

Göksun son yıllarda değişiyor. Tarımdan enerjiye, eğitimden turizme birçok alanda yeni yatırımlar dikkat çekiyor. Rüzgâr enerjisi santralleriyle Türkiye’nin enerji dönüşümüne katkı sağlıyor. Tarımsal üretimde ise elma, ceviz ve patates öne çıkıyor.

Genç nüfusun bir kısmı büyük şehirlere göç etse de, geri dönenlerin sayısı da artıyor. Birçok genç, kendi memleketinde küçük işletmeler kurmaya başladı. Kadın kooperatifleri, yerel ürünleri internet üzerinden satıyor. Bu da Göksun’un geleceğine dair umut veriyor.

Kültür ve İnsan Hikâyeleri

Göksun’da yaz aylarında düzenlenen “Yayla Şenlikleri”, hem köyden kente göç edenleri geri topluyor hem de gençlere geçmişin değerlerini hatırlatıyor. Davul zurna, halay, keşkek ve samimiyet...

Bir şenlikte 70 yaşındaki Emine Teyze’nin sözleri hâlâ kulaklarda:

> “Bizim dağlarımız konuşmaz ama dinlersen çok şey anlatır. Her taşın altında bir hikâye var burada.”

Gerçekten de Göksun, sessiz ama derin bir yer. Her evde bir gurbet hikâyesi, her sokakta bir umut izi var.

Son Söz: Göksun’un Anlamı

Göksun, sadece Kahramanmaraş’ın bir ilçesi değil; Anadolu’nun özüdür. Soğuğun içinde sıcacık bir yürek, dağların arasında direnen bir yaşam biçimi... Erkeklerin azmiyle, kadınların sevgisiyle, toprağın bereketiyle yoğrulmuş bir hayat.

Peki Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Sizce küçük ilçelerin bu direnci, modern dünyanın hızına karşı nasıl korunabilir?

Göksun gibi yerlerde kadın dayanışması ve erkek emeği dengesi nasıl daha görünür kılınabilir?

Belki de içinizden biri Göksun’u görmüştür, ya da benzer bir ilçede yaşamıştır... Sizce bu hikâyeler Türkiye’nin ruhunu ne kadar yansıtıyor?

Hadi gelin, bu başlık altında hep birlikte konuşalım. Çünkü her coğrafya, paylaşılınca güzelleşir.