BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, “Bu tür gelişmeler, tekrarlanmaması gereken korkunç bir geçmişi yansıtıyor” diyerek, “beş ay süren anlamsız acılar, ölümler, kayıplar ve yıkımlar”a dikkat çekti.
Giderek daha fazla kurban
BM İnsan Hakları Konseyi önünde konuşan Sayın Türk, anlamsız bir çatışma olarak nitelendirdiği çatışmada halihazırda 1.500 kişinin hayatını kaybetmesi nedeniyle sivil kayıpların arttığı konusunda da uyarıda bulundu.
İnsan hakları şefi, sivillere ve okullar, evler ve hastaneler de dahil olmak üzere sivil alanlara yönelik ayrım gözetmeyen saldırıların arttığına dikkat çekti.
Yalnızca geçtiğimiz hafta Hartum ve Omdurman’da her iki tarafın askeri operasyonlarında aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu 103’ten fazla sivil öldürüldü.
Evde öldürüldü
Sudan’daki BM insan hakları uzmanı Radhouane Nouicer, “İnsanlar evlerinde veya güvenli bir yere gitmeye çalışırken öldürülüyor” dedi.
Çatışmalardan etkilenen bölgelerde temel hizmetler de kesildi ve ekonominin felç olması milyonlarca insanı yoksulluğun eşiğine itti.
Beş ay sonra beş milyondan fazla insan evlerinden sürüldü ve bir milyon insan komşu ülkelere sığındı.
Sayın Türk, “Görünürde herhangi bir erteleme yok” dedi.
Hak ihlalleri
Cenevre’deki forumda konuşan Bay Türk, 19’u çocuk olmak üzere yaklaşık 100 mağdurun dahil olduğu 45’ten fazla olayın Yüksek Komiserlik Ofisi’ne bildirilmesi nedeniyle “devam eden çatışma bağlantılı cinsel şiddet salgını hakkında bilgi almayı reddettiğini” söyledi. İnsan Hakları (OHCHR).
Verilere göre faillerin çoğu (yaklaşık yüzde 78) RSF üniforması giyen erkekler veya RSF’ye bağlı silahlı erkeklerden oluşuyor.
Buna yanıt olarak BM Kadınları, her cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakasının cezasız kalmadan soruşturulması çağrısında bulundu.
OHCHR ayrıca her iki tarafın da çatışma dışında insanlara yönelik işkence ve cinayet iddialarında artış olduğunu bildirdi.
Bay Türk, yaygın keyfi gözaltı vakalarından üzüntü duyduğunu belirterek, “yüzlerce ve muhtemelen binlerce kişinin kimseyle görüştürülmeden gözaltında korkunç koşullarda tutulduğunu” söyledi.
Bay Nouicer, “uluslararası hukuk ve ilkelerinin tamamen göz ardı edildiğini” bildirdi ve hem Sudan silahlı kuvvetleri hem de RSF tarafından uluslararası hukukun ihlal edildiğini belirtti.
Her iki taraf da iddiaları soruşturacaklarına dair sözler vermesine rağmen Türk, “sessizliğin sağır edici olduğunu ve kimsenin sorumlu tutulmadığını” söyledi.
“Bu ağır ihlallerin faillerinin tespit edilmesinin ve soruşturulmasının zamanı geldi” diye vurguladı.
Uluslararası tepki
Şu anda çatışmalardan etkilenen bölgelere erişim sınırlı ve insani yardım çabaları “duyarsızca engelleniyor, reddediliyor ve doğrudan saldırıya uğruyor.”
Çatışmaların başlamasından bu yana Dünya Sağlık Örgütü (WHO), sağlık tesislerine yönelik 56 saldırıyı belgeledi.
BM’ye göre Sudan, şu anda insani yardım çalışanları için dünyanın en tehlikeli ülkelerinden biri; 19 kişi hayatını kaybetti ve çok sayıda kayıp var.
Sudanlı mültecilerin en büyük ev sahiplerinden biri olan Mısır da dahil olmak üzere birçok eyalet, yardımın ülkeye akmasına izin vermek için defalarca ateşkes çağrısında bulundu.
Sudan Başsavcısı Bay Khalifa Ahmed, uluslararası topluma milisleri terör örgütü ilan etmesi çağrısında bulunarak yorumlara yanıt verdi ve Sudanlı yetkililerin “ayaklanmayı bastırmak”, ateşkes, insani erişim ve askerlerin geri dönüşü için çalıştığını ekledi. yerinden edilmiş.
Bay Nouicer, dünyanın “uluslararası diplomasinin yeniden canlanmasını beklediğini” belirterek, çatışmanın “uluslararası toplumdan daha fazla baskı gelmedikçe sona ermeyeceğini” ekledi.